TEKNE İLE ÜÇ ÜLKEYİ ZİYARET ETMEK

Avrupa’da suları üç farklı ülkede bulunan sadece üç göl bulunmaktadır. Bunlardan biri bizim bölgemizde yer almaktadır. Prespa Gölü sözkonusu. Gölün sınırları Makedonya, Yunanistan ve Arnavutluk sınırlarında yer almaktadır.

İkinci örnek ise kıtanın en Kuzey’inde Norveç, İsveç ve Finlandiya üçgeni etrafında bulunmaktadır. Maceracılar için yerel bir cazibe olmasına rağmen büyük potansiyeli olan bir yer değil. Üçüncü göl ise çok ilginç. Almanya, Avusturya ve İsviçre’ye yayılan Constance Gölü sözkonusu. Kelimenin tam anlamıyla üç ülkeyi bağlamaktadır. Constance Avrupa’nın tek kondominyumu yani fiziksel olarak bölünmemiş birçok ülkeye yaygın olan tek gölü oluşturmaktadır. Evet, göl sularında sınırlar bellirlenmemiş, hayal bile edilmiyor, aynı zamanda her üç ülkeye ait. Turizm orada patlama yaşıyor. Sadece tekne veya gemi ile bir ülkeden diğerine, ondan da üçüncü ülkeye gitmeniz mümkün.

Ne yazik ki Prespa Gölünde öyle bir ayrıcalığımız yok. Burada turizm tamamen durmuş şimdi ise yavaş yavaş iyileşiyor. En azından Makedonya tarafında. Yunanistan ve Arnavutluk deniz kıyısı olan ülkeler, dolayısıyla göl turizmine çok az yatırım yapılmış, Makedonya’da ise Prespa Gölü 1990’lardan tatilciler için bir cazibe merkezini oluşturuyor. Dolayısıyla Prespa Gölünü Makedonya kıyısından ziyaret etmek en pratik gözüküyor. Özellikle Büyük Şehir adası, Makedonya’ya aittir, sözkonusu ada sadece Prespa’nın değil makedonya’nın tek adası (eğer Vardar ve diğer nehirlerdeki birkaç adayı saymazsak). Özellikle kıyıları işgal eden çok sayıdaki su yılanları dolayısıyla Yılan Adası olarak da bilinmektedir. Gölün ortasında da fantastik bir arkeolojik alanlar ve eski kilise bulunmaktadır.

Eğer Stenye köyüne ulaşırsanız, kolay bir şekilde tekne ile Büyük Şehir’e gidebilirsiniz. Oradan daha pahalı oluyor, maliyeti 50 yuro ve yolculuk bir buçuk saat sürmektedir. Dolayısıyla eğer dar patikalardan Konysko’ya ulaşabilirseniz sadece yerel kaptan Tanas Petreski amcayı arayın, kendi tekneleri ile sizleri 20 yuroya Büyük Şehir adasına götürüp geri getirebilir.

Bir kez Tanas amca ile Adaya gittik. Prespa’yı kara bulutlar sarmıştı. Bizi büyük bir fırtına bekliyordu. Tanas amca adaya gitmek için isteksizdi, biz ise Üsküp’ten uzun bir yolculuktan sonra geldiğmizi, ve adaya gitmek istediğimiz konusunda ısrarcı olduğmuzu söyledik. İlginç olan doğal bir ortamda adanın bir kayada olduğunu ve oraya sadece güney tarafından erişilebiliniyor. Tamda burada üçgenin sınırları birleşmektedir. Ve burada ülkeler ayrılmaktadır. İnsan şunu sormadan edemiyor – nasıl olur da su çizgi ile ayrilabiliyor? Hayla edilmiş olsa bile. Ama cidden. Büyük Şehirden dönerken rüzgar güçlü esiyordu, bu yüzden Tanas dalgaların teknesini Yunanisan veya Arnavutluk’a götürmesinden korkuyordu çünkü devletler arası sınırları ilegal bir şekilde geçiyor hatta insan kaçakçılık cezası alabilirdi! Şansına öyle bir şey gerçekleşmedi. Yavaş yavaş kıyıya dönerken, komunist döneminde kalan kışlaları görüyoruz. Bölge sıkı bir şekilde korunuyormuş, dolayısıyla Konysko, Prespa’nın diğer bir bölümü gibi turizim alanında kalkınmasına fırsat tanılmamış. Bu yüzden onyıllarca balık köyü olarak kalmış.

Tanas Amca durumun değişeceğine inanıyor, bizde Prespa Gölünde en kısa zamanda bir teknenin sınır olmadan gölde hareket edebileceğine umutluyuz. Birçok insan için bir tekne ile kısa bir zamanda üç ülkeye gidebilmesi çekiçi olacaktır.

Goce Trpkovski

 

Yorumlar