Uysal Belasitsa ve soğuk Ograjden dağları eteklerinde yer alan ve çeşitli zenginliklere sahip olan Ustrumca bölgesi, Makedonya, Yunanistan ve Bulgaristan üçlü sınırı yakınlarında yer almaktadır. Ustrumca zengin tarihi, el değmemiş doğası, berrak kaynak suyu, renkli karnavalı, kırmızı domatesi ve ünlü biberi ile tanınmaktadır. Bu biberlerden Makedonya’nın has lezetti olan Ayvar yapılmaktadır. Ustrumca’da kırsal turizmin temsilcisi olan Trebiçino, 18 farklı dini bünyesinde barındıran Koleşino köyününün yanı sıra , Makedonya’nın en muhteşem şelalerini koruyan Smolari köyü de blunmaktadır. Bölgede her zaman pozitif ancak huzurusuz bir ruh hüküm sürmüş.
Ustrumca’ya giderken, oto yolun her iki tarafında, olağanüstü sebzelerin yetiştiği seralar göze çarpmaktadır. Yüksek bir tepeden bölgeye baktığınızda ürkek sonbahar güneşinin tarım folyolarındaki yansıması fark ediliyor. Makedonya’nın bu bölümünü alışılagelmemiş bir hareketlilik süslüyor.
Amerikan Protestan misyoner Elen M. Ston’un kaçırılma hikayesi 1901 yılının yaz aylarında başlıyor. Birilerine göre dünyada ilk modern kaçırma olayı, diğer bir kesime göre ise Makedonya’nın beşyüz yıllık çığlığın yankısı olarak biliniyor. Görünüşte ise tarihsel açıdan doğru ve şeffaf bir dramatik hikayeyi oluşturuyor.
Selanik’te faaliyet gösteren Amerikan Protestan Kilisesi misyonunu genişletmek için Bansko’ya ünlü doktor Haus’u göndermeye hazırlanıyormuş. Tam o dönemde, birkaç önemli kişinin başarısız kaçırma denemesinden sonra, Makedon devrimci lideri Yane Sandanski, Bansko’daki yerli protestanların yardımı ile Haus’u yakalayarak bölgesindeki misyonerlik çalışmalarının etkisini azaltmak istiyor.
Hikayenin diğer bir versiyonuna göre Haus yolculuktan vazgeçmiş, onun yerine, tam da o dönemde Selaniğe yerleşen Mis Ston geçmiş. Diğer bir versiyona göre ise Sandanski, Razloşko köyüne Amerika Birleşik Devletlerinden protestan misyoneri olan Elen Ston’un yerleştiğini öğreniyor. Dolayısıyla planı değiştirerek doktor Haus’u kaçırmaktan vazgeçiyor.
Tarihe göre 3 eylül’de gerçekleşen kaçırılma operasyonunda, kaçıranlar Türk askeri kıllığına girdiklerine dikkat çekiliyor. Birkaç gün sonra, Elen Ston ve kendisine eşlik edene protestan dini mensubu olan Katerina Tsilka’ya, onlara yeni ev sahipliği yapan kişilerin Makedonya Özgürlük Savaşçıları olduğu belirtiliyor.
Makedonya’daki sansasyonel kaçırılma haberi büyük bir hızla yayılarak aylardır dünya basınında yer almaya başlıyor. Olaya kadar Makedonya tanınmıyor ve Osmanlı İmperatorluğunun bir parçası olarak değerlendiriliyormuş. Elen Ston’a eşlik eden Katerina Tsilka’nın hamile olması ve rehine dramı sırasında doğurması hikayeye artı bir yük getirmiş oluyor.
Ancak, gerila (komita) düklerinin yeni doğan Elena’ya olan tavırları, özellikle Yane Sandanski’nin yakın ilgisi, misyoner Elen Ston’nun ve ona eşlik eden Katerina’nın Makedon Özgürlükçü Savaşçılara yönelik algısının değişmesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur. Elen Ston isyanın nedenini anlayarak kendi halkının özgürlüğü için mücadele eden örgütü desteklemeye başlamış. ABD vatandaşının sansasyonel kaçırılma yoluyla Makedon sorunun dile getirilmesinin doğru olacağına inanmış.
Fidye müzakereleri aylarca yürütülmüş. Gerilalar (komitalar) iki kadının serbest bırakılması için 25 bin lira, o dönemde bu para miktarı 100 bin dolara tekabül ediyormuş. Ancak “haydutlar” üzerine yapılan güçlü takip nedeniyle alım miktarını 14.500 liraya azaltmak zorunda kalmışılar. Birçok iniş çıkışlardan sonra hikaye gerekli ödemenin yapılmasından sonra 20 Ocak 1902 yılında Bansko’da sona eriyor, kadınlar ise 10 Şubat’ta Ustrumca’nın Vasilevo köyünde serbest bırakılıyor.
ATANAS TSONEV – BRADATA VE MİS STON’UN ANLATILMAMIŞ HİKAYESİ
Çoğu kez bir hikayenin bittiği yerde, başka bir hikaye başlamaktadır. Yerel halkın belirttiği gibi çok az bilinen madalyonun arka yüzü, Ustrumca’nın Vasilevo ilçesinde gerçekleşiyor.Sözkonusu huzurlu, kırsal belediyenin nüfusu 12 bin kişiden oluşuyor. Vasilevo Belediyesi, Atanas Tsonev- Bradata’nın devrim masalının sırrını ve misyoner Elen Ston’un kaçırılmasındaki rolünü 110 yıldır özenle ve gururla korumaktadır.
– Ograjden dağının devrimci lideri Atanas Tsonev – Bradata’nın torununun oğlu olan Georgi Tsonev, bayan Ston’un kaçırılması hikayesi ile ilgili pek çok yazılı belgelerinin olmadığının bir gerçek olduğunu belirtti. Tsonev halk arasında Niviçanski olarak tanınıyor. Yane Sandanski’nin emri üzerine büyük dedem tutukluların kılına bile zarar gelmemesi için görevlendirilmiş olduğunu kaydeden Atanas, “büyük dedemin anlattığına göre Niviçino köyünde, Atanas Tsonev’in taştan yapılmış evinde dünyanın konuştuğu kadının saklandığını kimse bilmiyormuş” dedi.
Tutukluk esnasında Mis Ston’a yönelik saygı kusursuzmuş, daha sonra bizzat kendisi makedonlılara yardım etme amaçlı vakıf kurarak anılarında tüm bunları doğruluyor. Ston güçlü ve bağımsız bir kadınmış, aynı zamanda anlayışlı ve uyumluymuş. Gerilalar (komitalar) Ston’u kaçamak, yoğurt, kaymak, fırın ekmeği ve pirinç ile besliyorlarmış. Duygular içinde hikayeyi anlatan Tsonev, Ston’un Niviçino’ya getirilmesi ile her şey daha kolay olduğunu belirterek, ayrıca Ston’un rahatladığını ve devrimci mücadeleye inanmaya başladığını kaydediyor.
– Mis Ston’un Ustrumca’da serbest bırakıldıktan sonra el yazısı ile makedon halkına yazılan duası tüm bunları doğruluyor. Atanas Tsonev, Ston’u diğer yönetime teslim ederken duygusal anlar yaşanmış. Tsonev, “babam Nikola Mitkov’un anlattığı hikayenin doğru olduğuna çok inanıyorum” şeklinde konuştu.
AMERİKAN-MAKEDON DOSTLULUĞU “MİS STON’NUN” HİKAYESİ İLE BAŞLADI
Atanas Tsonev’e göre “Mis Ston” olayından önce amerikanlılar gerilalari (komitaları) terorist olarak tanımlıyordu, hikayeden sonra ve Mis Ston’un tecrübelerini dünyaya paylaşmasının ardından Amerikan-Makedon dostluğunun temelleri atılmış. Atanas Bradata’nın torununun çocuğu olan Atanas Tsonev bugün Vasilevo’da misyonerin adını taşıyan bir motelin sahibi.
Tsonev’e göre gerilalar (komitalar) Elen Ston’un serbest bırakılması için 25 bin altın talep etmişler, altınlar Amerikadan silah alımı için gerekiyormuş. Misyonerin serbest bırakılması için kurulan vakıfta 70 bin altın toplanmış ancak gerilalar toplanan miktarın tamamını almayı red etmiş.
25 bin altınla İlinden ayaklanmasında kullanılan tabanca ve tüfekler satın alınmış. Hikayede amerikanlılar geri kalan paralarla Selaniğin güneyinde evsizler için barakalar inşa etmiş, mahallenin adını da Mis Ston koydukları belirtiliyor. “Bradata” adının görkemli varisi olan Atanas, “ne yazık ki bu olayı doğrulayamıyorum” şeklinde konuştu.
Destanın sona ermesinden sonra Mis Ston büyük bir hevesle makedon sorunu ile ilgilenmeye başlıyor. Bu konuda kitap da yazmış, ancak hiçbir zaman yayınlanmamış. Amerika’nın Çelzi kentinde malzemeler baskıya girmeden önce yangında yanmışlar. Misyoner 1927 yılında memleketi olan Çelzi’de hayatına veda etmiş. Yakın tarihe kadar mezarının nerede olduğu bilinmiyormuş.
Ustrumca hiçbir hedonistin kaçırmaması gereken bir yer. Kadınlar, çılgın partiler ve tarihle iç içe bir şehir olan Ustrumca, rasgele yada bilinçili olarak şehre gelen tüm misafirleri büyük bir sıcaklıkla karşılıyor.
Vasilevo’daki sabahlar ise özel bir olay. Mevsim fark etmeksizin hava biber, domates, taze lahana ve karpuza kokuyor. Vasilevo’lular ise gururlu ve değerli insanlar olarak biliniyor.
Halkın çoğu tarımcılık, daha az bir kesim de hayvancılıkla uğraşıyor. Yüzyıl önceki ataları gibi onlar da umutla daha iyi yarın için yaşıyorlar. Vasilevo belediyesi ün yapmış Ustrumca’nın ana bağlantı noktasını oluşturuyor. Dobraşinciden başlayarak, çıkışındaki Piperevo köyüne kadar, toplam 18 yerleşim birimi yıllarca Ustrumca’nın alçak gönüllü ve sevimli ruhunu besliyor.
Niviçino köyü ise çoktandır tarihe kavuşmuş. Zamanla Atanas Tsonev – Bradata’nın evi hırsızlar tarafından yağmalanmış. VMRO’nun merkez silah deposunun nerde olduğunu bilen yok. Deponun yerini çeşitli çimenler kaplamış. Sadece Aya İliya kilise harap olmuş bir şekilde ayakta kalabilmiş. Kilise Makedonya ulusunun özgürlük ideallerine tanık oluyor. Öte yandan Mis Ston’un farklı bir hikayesine de çanak tutuyor. Daha doğrusu şimdiya kadar anlatılmayan hikayeye.
Goran İgiç
Fotoğraf: Galina Straçkova