İstanbul efsane ve tarihi bir şehir. Boşuna söylemiyorlar ki, bir defa giden tekrar gitmeyi isteyecek. Ve gerçekten öyle, çünkü İstanbul sadece Kapalıçarşı, Sultan Ahmet Camii, Ayasofya, Topkapı ve Boğazdan ibaret değil. İstabul’da her şey var, bundan dolayı çekiciliğini koruyor. Yabancı turistleri ağırlayacak sıcak bir ruhu barındırıyor. Size kalan sadece oraya gitmek, gerin kalanını şehire bırakın, o size rehberlik edecek, çünkü neler yapacağını çok iyi biliyor, size ne sunacağını, ne göstereceğini biliyor ve en önemlisi size sunacağı çok şeyleri var.
Eğer İstanbul’u ziyaret etmeyi düşünürseniz bunu Nisan ayında yapmanızı öneririz çünkü bu ayda Lale Festivali gerçekleşiyor. İnanın tam anlamda baharın sihirini hissedeceksiniz.
İlk bakışta Hollanda çiçeği olduğu söylenmesine rağmen lalelerin kökeni Osmanlı İmparatorluğuna daha doğrusu türbanlara dayanmaktadır. Günümüze kadar dünya’nın en fazla lale üreten ülkesi Hollanda olmuştur. Tam olarak açmış lale türbana benzemektedir. (Türk Tülbenti, müsli, gazlı bez).
En yaygın kabul edilen hikaye 1554 yılında Kanuni Sultan Süleyman’ın İmparatorluğunda Kral Ferdinan’dın büyükelçisi Baron Ogier Ghislam de Busbeck gelmektedir. O bir mektubunda her yerde sümbül, nergis ve türklerin lale olarak adlandırdığı çok sayıda çiçekler olduğunu yazıyor. Bu bir tesadüf değil, osmanlının en görkemli dönemi Lale Devri olarak adlandırılıyor. 16′ncı yüzyılda Kanuni Sultan Süleyman tarafindan Hollanda Kralı’na gönderilen laleler, ilk başta Hollandalılar’ı ve kısa zaman içerisinde tüm Avrupalılar’ı hayranlık içinde bırakmışlardır.
Uluslararası Lale Festivali İstanbul’da 1 ile 30 Nisan tarihleri arasında düzenlenecek. Eğer bu dönemde İstanbul’da olursanız siz çok mutlu olmalısınız. Bu dönemde şehrin tüm caddeleri, parkları, bahçeleri boyanmış ve bahar çiçeği olan lalelerle dekore edilecek. İstanbul’un en büyük kamu parkı olan Emirgan Korusunu ziyaret edin. Boğazda Sariyer bölgesinde, ikinci köprüsünden sonra konumlanmış bulunuyor. Bu parkta birçok lele bahçesi bulunmaktadır. Park her gün 7 ile 22.30 saatleri arasında ziyaretçilere açık. Ayrıca mutlaka Topkapı Sarayındaki Parka da gidin, gerçekten çok şeyler göreceksiniz.
En iyi gezgin ve şairin sözleri bile sizi gitmeniz için ikna edemez. Nitekim başka kimselerin sözlerini okumayı beklemeyin, İstanbul’u ziyaret edin ve kendi hikayenizi yazın.
Kristina Angeleska
Yorumlar
Loading ...
