İSTANBUL KENDİMİ EVDE GİBİ HİSSETMEM İÇİN ŞANS VERİYOR

MK GR EN

Müzisyen Oliver Yosifovski Lyuboyna grubunun kurucusu olarak bilinmektedir, grubu eşi Vera Miloşeska Yosifovska ile yönetmektedir. Ancak, onun ilgi ve etkinlikleri sadece bununla sınırlı değildir.

Oliver Josifovski

Oliver, Manastır’ın kült grubu Foltin’in kurucusu, ayrıca Makedonya’nın birçok ünlü caz gruplarının üyesi. Aynı zamanda tüyatro müziği bestecileri arasunda en çok aranan isim olarak bilinmektedir.  Sofya’da caz akademisini tamamladıktan sonra müzikal etkinlikleri tiyatro için beste yapmakla devam etti. Aslında Lyuboyna projesi “Para öldürür” temsili esnasında meydana geldi. Şimdiye kadar 60 temsile beste yapan Oliver’in kalitesini yönetmen Nurula Tuncer keşf ediyor, iki yıldır Tuncer’le beraber İstanbul Şehir Tiyatrosunda, ünlü Sırp oyun yazarı ve yönetmen Duşan Kovaçeviç’in  hazırladığı projelerde çalışmaktadır. Dolayısıyla Yosifovski  uzun bir dönem İstanbul’da kalmaktadır. Çalışmaları yanı sıra aktif olarak İstanbul’un yaşamına katılmaktadır. Röportajda hayatını ve megalopolis şehirdeki etkinliklerinden bahsetmektedir. Ayrıca Lyuboyna ile yeni projesini dile getirerek çok yakında prömiyerinin de yapılacağını belirtti. Bunun yanı sıra Yunanistan, Selanik’te yönetmen Pavlos Danelatos ve Andreas Voutsinas Tiyatrosu ile çalışmalraını duyurdu.  

Josifovski with Nurullah Tuncer

Oliver üst üste iki yıldır İstanbul Şehir Tiyatrolarında yönetmen Nurula Tuncer ile çalışıyorsun. 

İkinci yıldır uzun bir süre burada kalıyorum, nedeni ise İstanbul Şehir Tiyatrolarının ve yönetmen Duşan Kovaçeviç’in yazdığı “Dar Ayakkabılarda Yaşam” isimli yeni projesinin müziği üzerine çalışmamdan kaynaklanıyor. Temsilin yönetmenliğini Nurula Tuncer yapmaktadır. Dediğim gibi bu bizim ikinci çalışmamız, ayrıca son birkaç yıl içinde İstanbul Şehir Tiyatrolarında sunulan, Duşan Kovaçeviç’in yazdığı üçlemenin (“İntiharın Genel Provası”, “Toplama Merkezi”, “Dar Ayakkabılarda Yaşam”) son oyununu oluşturmaktadır. Ben son iki temsilde çalıştım. “Toplama Merkezi” oyununda, 12 müzisyenden oluşan orkestra ile canlı gerçekleşitirilen müziğe büyük vurgu yapıldı.  Bu oyun ile 2011/2012  tiyatro sezonunun açılışı yapıldı.

Dusan Kovacevic and Oliver Josifovski

“Dar Ayakkabılarda Yaşam” oyununda da canlı müzik yaptık, ancak bu kez orkestrayı en asgariye indirmek istedim, dolayısıyla sadece üç müzisyende karar verdim. Siyah Komedi. Bu kez müzisyenler oyuncuların iç duygularını göre müzik yaparak, aslında izleyicilerde de aynı duyguları uyandırmak amaçlandı. Oyunda kaydedilmiş müzikte çalınıyordu. Ayrıca oyunun sonunda oyuncu ve müzisyenler ortaklaşa şarkı söylüyerek, gerçekten 1 Mayısta işçilerin söylediği şarkıları, ayrıca birçok insanın çoçukluğunda  komünizm döneminde mutluluk ve sevinçleri teşvik eden şarkıları anımsatan görkemli bir sonu oluşturuyorlar. Bu şarkılar özellikle yazar Kovaçeviç çok beğendi, İstanbul’daki prömiyerden sonra görüştüğümüzde kişisel izlenimlerini ifade etti.

At the rehearsal in one of the oldest theatres in Turkey

İstanbul şehri hakkındaki izlenimleriniz nelerdir?

Her gittiğimde konuksever İstanbul çok iyi karşılamaktadır. Tüm bu yıllar zarfında, ister tiyatro dünyasında ister tiyatro dışında  edindiğim arkadaşlarla sosyalleşmek özel bir zevki oluşturuyor. Kulüplerde, müzik mağazalarında, yayın evler ve restoranlarda çalışan birçok insanlarla arkadaşlık yapmaktayım, dolayısyla İstanbul her zaman kendimi evde gibi hissetmem için şans tanımaktadır.

Guitar store

Selling diferent fruits on the street

Tezgahlarda çeşiti baharatlar, sebzeler, meyveler, ev yapımı kekler satan sayısız küçük dükkanlar, her yerde müzük yapan sokak müzisyenleri sana her gün tekrar defalarca İstanbul mucizesini satarak yeni arkadaşlarla buluşma fırsatını vermektedir.

İstanbul işte böyle bir şey, büyük alış veriş merkezi. Özellikle Kadıköy’deki küçük restoranlarda balık yemek bana ayrı bir zevk veriyor. Son ziyaretimde, daha doğrusu Eylül ayında taze balık mevsimi açıldı. Her gün balık pişiriliyor ve yeni rakı içiliyor. Restoranlarda zevkle dinlediğiniz müzisyenler misafirlere hoş vakit geçirmelerini sağlıyor.

street musicians

street musician

Müziklerden özellikle bir beste kafama takıldı. Ohri müzik okulunda, örneğin Bilyana grubundan dinlediğimiz şarkıların anlatım tarzı ve müzikal cümleleri ile inanılmaz bir benzerliği vardı.  Bu şarkı nedir diye sordum?  “DUYDUM Kİ UNUTMUŞUN” şarkısı olduğunu söylediler, hmm demek ki o şarkı. Müziğin ise tiyatro müziği olduğu kesinleşti. Demek ki tiyatro alanından. Sözkonusu şarkıyı her gün okutuyordum, ayrıca gizlice cep telefonuma kaydediyordum. Şimdi ise bende aynı şarkının çeşitli performansları mevcut.  Benim favori performansım iki sokak müzisyenlerinin, baba ve oğulun, klarnet ve dudak akordeonu ile söyledikleri performansı oldu. Ziyaret ettiğim birçok yerden benim anılarımda en çok yüksek binaların çatılarındaki restoranlar kaldı. Bulnlardan biri Galata Kulesi. Buradan İstanbulun büyük bir kısmı görünmektedir. Buradan doğrudan Galata Köprüsü de görülüyor.

Taksim Square

 Şehrin kültürel hayatı nasıl? İstanbul’un müzik dünyasına aktif olarak katılman için fırsat oldu mu?

Zamanımın bir bölümünü Şafak Velioğlu’nun Kooperatif kulübünde geçiriyordum. Taksim’de çılgın bir yer, her Çarşamba Jam Session Türk müziği, Perşembe ise Jam Session yaratıcı Caz müziği çalıyordu. Kooperatif kulübü yol üzerindeki bir müzik istasyonunu teşkil ediyordu.

Yakınlarda geçen her müzisyen çay, bira, sohbet için buraya takılıyordu. Gün içerisinde Taksimden 2 ile 4 bin arasında insan geçiyordu, ortalam olarak her yüz kişiye bir müzisyen vardı. Bu çok büyük bir zenginlik. Burada müzik dinleniyor. Her çeşit müzik. Şafak (patron) çok ilginç bir şekilde Makedonca konuşuyor. Burada çeşitli insanlarla tanışma fırsatınız oluyor, örneğin bizim gaydacı (kavalcı) Stevçe Stoykovski’yi tanıyanlar var.  Burada İştip’e, İştip oryantal dansını öğrenmek işiç giden fransızları tanıdım. Ayrıca, Ege müziğinin transkripsiyonunu yapan ve Florin ile Voden müziği arasındaki farkı yapabilen Kanadalılarla da tanışma fırsatı buldum…

Birçok grubun aktif bir üyesi olarak  sık sık Makedonya ve yurtdışında sahneye çıkıyorsunuz. Lyuboyna grubu ile “Şarkım İçin Şarkı” ve “Lyuboyna Canlı” şarkılarının yayınlanmasından sonra epey zaman geçti. Grup ile neler oluyor? İlerideki projeleri nelerdir?  

Çalışmalara devam ettiğimiz yeni bir tiyatro projesi var.  Selanik’te Andreas Voutsinas tiyatrosunda Pavlos Danelatos’un yönetmenliğindeki bir oyun hazırlıyoruz. Euripides’in “Res” metninden oluşan   bir yıllık bir araştırma projesi sözkonusu.

Şu anda Lyuboyna grubunun yeni çalışmalarını bekliyoruz. Son aylarda Makedonya’nın  müzik ile zengin olan Ege bölgesinden şarkıların yer aldığı çalışmalar yaptık. Çalışmayı Lyuboyna “Brass Fantasy” diye adlandırdık. Üflemeli çalgılar, perküsyon ve 8 bayan vokaldan oluşan şarkılar sözkonusu. Albümün tanıtımı Sonbahar Müzik Şenlikleri kapsamında 20 Kasım tarihinde, Üsküp Universal Salonunda düzenlenecek olan büyük bir konserle yapılacak.

Yorumlar