Serhat şehri Edirne; Tunca, Arda ve Meriç ırmaklarının buluştuğu düzlükte, Anadolu’yu Avrupa’yla birleştiren bir büyülü kent. Öyle bir kent ki adımınızı attığınız andan itibaren sıcaklığıyla sarıyor sizi. Samimi insanları, geleneksel kültürün izlerini taşıyan coğrafi zenginliğiyle özel bir kent.
Edirne çağlar boyu birçok farklı kültüre ev sahipliği yapmış. Roma İmparatorluğu’nun ikiye bölünmesiyle, Bizans İmparatorluğu’nun sınırları içinde kalmış, uzun süren Bizans egemenliğinden sonra Osmanlı İmparatorluğu’na dahil olmuştur. İstanbul’un fethine kadar da 92 yıl boyunca Osmanlı Devleti’nin başkentliğini yapmıştır. Bu özelliğinden dolayı şehir saraylar, köprüler, hanlar, hamamlar, camiler, kapalıçarşılar ve külliyeler gibi tarihi eserlerle süslü. Büyük usta Mimar Koca Sinan ‘’ ustalık eserim ‘’ diye nitelendirdiği Selimiye Camii’ni yine bu güzel şehirde inşa etmiştir.
Ayrıca Hıristiyan kültürüne ait Kaleiçi’nde bulunan İtalyan Katolik Kilisesi, Kıyıkta bulunan Sveti Georgi Bulgar Kilisesi ve Kirişhane’de bulunan Konstantin Helena Kilisesi şehrin büyüsünü artıran mekanlardır. Kaleiçinde yer alan Büyük Edirne Sinagogu Avrupa’nın 2. büyük sinagogudur.
Hissedildiği üzere Edirne’yi bir makalede anlatmak pek de olası değil, o sebeple konu başlığımıza dönelim! Evet, Edirne Tava Ciğerinden bahsedeceğim. Öyle bir ciğer ki Edirne’yi ziyaret etmek için başlıbaşına bir sebep! Ciğer lezzetinden hoşlanmayanların bile bir kere denedikten sonra müptelası oldukları bir lezzet!
Et zengin Edirne mutfağının olmazsa olmazı. Özellikle tava ciğeri şehrin alametifarikası olmuş. Peki Edirne usulü tava ciğerini diğerlerinden ayıran ne, nedir bu lezzetin sırrı? İşte şimdi birkaç cümleyle bu sırları paylaşacağım ;
Edirne’li ustalar mutlaka süt dananın ciğerini tercih ediyor. Ciğerin günlük olması çok önemli. Yaprak inceliğinde dilimledikleri ciğeri damar ve sinirlerinden ayırdıktan sonra kanından tümüyle arındırıyorlar (ki en büyük farkı yaratan da bu!).
Tava ciğerinin kendine has aromasının sırrı kızartma yağıdır. Ciğer kızartmadan önce una bulanır ve içinde kızgın ayçiçek yağı bulunan tavaya atılır.
Kuvvettli ateşte bir iki dakika kızartılan ciğer üzerine tuz atılarak servis tabağına alınır. Serviste en önemli garnitür Edirne/Karaağaç mahsulü kurutulmuş kırmızı biber. Yerel ismi “Karaacı” olan bu biberler oldukça acıdır. Biberler de kızgın yağda kızartılır.
Ciğerimiz ve biberimiz de hazır olduğuna göre yanında bir bardak ayranla afiyetle yiyebiliriz!
Artık işin sırrını öğrendiniz, şimdi ilk fırsatta bir imkan yaratın ve Edirne’yi ziyaret edin, pişman olmayacaksınız!
Arkan Çinetçi
Yorumlar
Loading ...
