BİSİKLETLE MAKEDONYA’DAN İSTANBUL’A SEYAHAT

MK AL EN

ARABA VEYA UÇAK OLMASA DA, MAKEDONYA’DAN – TÜRKİYE’YE GİTMEK İÇİN ENGEL DEĞİL

goce5_balkon3

O bir bisklet sporu aşığı. Berovo (Makedonya Cumhuriyeti) kasabasına bağlı Rusinovo köyünden olan Goce Şutinovski için bisiklet markası önemli değil. Bir sonraki seyahate gitmek için ona sadece fikir ve zaman gerekmektedir. Hemen hemen her zaman bisikleti tek başına kullanıyor, ister yüz ister binlerce kilometre olsun. Makedonya’da bikletle geçmediği dağ yada göl yoktur.

Geçenlerde en büyük arzularından birini gerçekleştirdi – bisikletle İstanbul’a gitmeyi çok istiyordu! Doğduğu yerden yaklaşık 750 km yol katederek, Bulgaristan üzerinden Türk kültür başkentine ulaştı.

goce1_balkon3

Goce, “Büyük bir metropole geldim, benim gözlerimde çok büyük. Uzun zamandan beri İstanbul’u görmek istiyordum, çünkü güzel ve çok renkli olduğunu duydum, şimdi ise şansım doğdu. Kolay değildi, ama değerdi. Otobüsle de gidebilirdim, ancak ben bisikletimden ayrılmıyorum. Orada yaşayan bir arkadaşım var, uzun zamandır onu ziyaret etmek istiyordum. Yolculuğum çok zor geçti, bazı durumlarda, Bulgaristan’da Rila Dağını geçerken tehlikeli anlar da yaşadım. Rila’ya iki kez tırmandım, Rila Manastırına yetiştim ve orada uyudum. Orada insanlar beni karşıladı, alkışladı ve cesur bir yolculuğa başladığımı vurguladılar” şeklinde konuştu.

goce_balkon3

Goce için bisiklet in iyi ulaşım aracıdır. Misyonunu 19 gün için gerçekleştirdi. Hava koşulları olumlu değildi, yağmurda da bisiklet sürdü, rotanın tamamından şiddetli yağmur yüzünden yaklaşık 50 kilometreyi trenle geçmiş.

Türkiye’ye yetiştiğimde, çok sıcaktı, ancak ben bisikleti sürmem gerekiyordu. Türkiye’nin genelinde hiçbir ağaç yoktu, ne de bir çeşme diyen Goce, yolculuğu Ağustos ayında gerçekleştirmiş. O dönem çok sıcakmış, ve düşünün o sıcaklıkta bir de bisiklet sürmeniz gerekiyor.

goce2_balkon3

Ancak, İstanbul’a geldiğinde yaşadığı tüm zorlukları unutmuş.

“Şehire girdiğimde yaşadığım heyecanı anlatamam. Üzgünüm, yola çıkmadan önce fotoğraf makinem bozuldu, dolayısıyla telefonla çok güzel fotoğraflar yapamadım. Ancak, anıları benimle taşıyorum. Türk dilini bilmiyorum, ingilizçe az çok, ancak bir şekilde anlaşabildim. Şehir bğyğkse bende oraya ulaştığım için ondan daha büyük olduğumu düşünüyorum” diyen Şutevski, hiçbir yolculuk için özel olarak hazrılanmadığını vurguladı.

İstanbul’da dört gün kalmış. 13 milyonluk bir metropol olan şehrin organizasyonundan etkilenen Goce, orada hareket edilmesinin çok basit olduğu belirtiyor. Tabii ki kendi bisikleti ile gezmiş, ayrıca makedon yemeklerine benzeyen yemekleri de çok beğenmiş.

galata3_balkon3

Şutevski, “İstanbul 24 saat uyanık bir şehir. Hatta sabah saat üçte bisiklet bile satın alabilirsin” dedi.

Türk mutfağını da beğenmiş, ancak daha fazla çorba ve etsiz yemeklere odaklanmış. Şehri güzelce dolaşmış, İstanbul’un Avrupa ve Asya kıtasına giderek vapur turlarına da katılmış.

İstanbul’daki konaklama dışında, yol esnasında Goce’nin organize ettiği bir konaklama yeri yokmuş, genelde çadırda uyumuş. Goce’ye göre bir sonraki bisiklet turunu Eski Yugoslavya Cumhuriyetlerine yapacak. Her ülkeyi daha ayrıntılı görmeyi amaçlıyor.

İstanbul’a yolculuğu Şutevski’nin ilk yolculuğu değil. 2012 yılında Orta Avrupa’ya gezi düzenlemiş, 50 gün zarfında, 6000 kilometre yol katetmiş.

Srebra Gjorgjievska

Yorumlar