ANTEP İŞİ BİR SONBAHAR GEZİSİ

Yıllar önce Gaziantep’e iş için gitmiştim, hayal meyal hatırlıyorum fazla şehri tanıma fırsatı bulamamıştım. O günden aklımda kalanlar bir şehir siluetinden ziyade bir şehir efsanesi, Zeugma..

Şehir o günlerde yeni gün yüzüne çıkarılmış olan büyük bir şehrin villa tabanlarını süsleyen mozaikleri, freskleri, paha biçilemeyen antik heykelleri konuşuyordu. Yanı başlarında binlerce yıldır gizlenmiş bu kadim zengin şehir, halkı şaşırtmış, toprakların daha önceki sahiplerinin bu masalsı yaşantısı belki de onları kıskandırmıştı. Yıllar sonra tekrar şehre gittiğimde işte öncelikle bu dünyaca ünlü mozaikleri ve sergilendikleri Şehir Müzesini göreceğim için çok heyecanlıydım. Tabii, Birecik baraj sularından kurtulabildikleri kadarıyla..

zeugma1y

Cumhuriyet öncesi adıyla Antep, tarihte Seleukos krallığına ev sahipliği yapmış, Türkçeleşmiş ismiyle Belkıs antik ismiyle Zeugma kentini sınırlarında barındıran, kebaplarıyla ünlü bir Güneydoğu şehri. Haliyle, benim kadar tarih ve kültür meraklıların dışında damak tadı meraklılarının da uğrak yeri..Etçil bir karaktere sahip olmasam da bu kısa gezide, Antep’in ünlü restoranları ve kebaplarını da size tanıtmaya çalışacağım.

antep_cover

Katmerci Zekeriya.. Adres : http://www.katmercizekeriya.com/

Yolculuğum bir Cumartesi sabahı başlıyor, saat 10 sularında Gaziantep Havalimanına yazima eslik eden guzel fotograflari ceken fotografci arkadasim Tarkan Aktas~la iniyorum.  Sabahın ilk saatleri acıkmanın da etkisiyle aklımda kültürel bir ziyaretten çok iştahım var, o kadar çok şey okudum ki yenilecekler hakkında..Gaziantep’in meşhur KATMER’iyle başlayacağız lezzet turuna o yüzden uçaktan iner inmez ilk ritüel olan Katmerci Zekeriya’nın yolunu tutuyoruz.  Katmer, ince hamurla yapılan ve fıstık içi kullanılarak çeşnilendirilen bir tür yarı tatlı, tam bir kalori bombası. Servis yapan kızlar, siz daha sipariş vermeden bir tane söylemek uygun olur diye uyarıyorlar, masaya geldiğinde tabak anlıyorsunuz sebebini.

Katmerci Zekeriya, çok fazla ünlendiği için mekan uçakta birlikte geldiğimiz insanlarla dolu, bu haliyle klişe olma korkumuzu tetiklese de, aklımizda kalacağına midemizde kalsın hesabı memnun ayrılıyoruz Zekeriya Usta’dan. Elimde yarım kalan katmerin paketlenmiş hali, kıyamıyorum geride bırakmaya. Otelimiz Gaziantep’in eski çarşılarının olduğu, tarihi Kale’ye çok yakın, adı Anadolu Evleri..Memnun ayrıldığımız bu tarihi taş bir Han`dan restore edilmiş butik otelin resimlerini de meraklıları için ekliyorum bu yazıya.

Anadolu Evleri www.anadoluevleri.com Tel : 0.342.220 95 25

Anadolu Evleri www.anadoluevleri.com Tel : 0.342.220 95 25

Eşyalarımızı hızlıca bırakıp, kendimizi koruma altına alınmış hissi uyandıran Bakırcılar Çarşısı`na atıyoruz. Zira şehirde çarşılar Pazar günü genelde kapalı veya daha sakin oluyor diye uyarıldık, biz de gerçek hayatın hengamesi için de görmek istiyoruz bu çarşıları.

Bakırcılar Çarşısı: Koruma hissi uyandırmasının sebebini öğreniyoruz.  Çarşının tüm altyapısı;  toplam 8 sokak ve 280 dükkanı kapsayan bir proje dahilinde geleneksel dükkan tipolojisi örnek alınarak yeniden düzenlenmiş.  Bu proje ayrıca Tarihi Kentler Birliği Başarı ödülüne de layık görülmüş.  Gezimiz boyunca el işleri dükkanlarının yanı sıra ustaları işbaşında görebileceğimiz atölyeleri de fotoğraflayabiliyoruz. Sokaklarda pek çok ustayı bakır mıhlarken ellerinde çekiçle görmek mümkün. Daha çok fotoğraf malzemesi için kurgulanmış hissi yaratsa da ortam biz turistler dışında çoğunlukla evlerine bakliyat ve benzeri alışverişi yapan halkla renkli ve hareketli.

antep2

Çarşı’nın hemen sağında ve solunda sırasıyla Zincirli Bedesten, Tütün Han, Büyük Buğday Pazarı gibi tarihi mekanları dolaştıktan sonra ilk soluklanmamız Tarihi Tahmis Kahvesinde, yöreye özgü Menengiç kahvesi içerek oluyor. Menengiç Kahvesini içince 3 yıl önce gittiğim Hasan Keyf gezisinden unutamadığım bir anı olan Türk kahvesi zannettiğim şeyin Menengiç kahvesi olduğunu anlıyorum. Sütle pişirilen bu kahvenin çok güzel bir aroması var. Eskiden kahve cevizden oyma dibeklerde dövülürmüş işte Tahmis kahvenin dövüldüğü yer anlamına geliyormuş. Burayı diğerlerinden ayıran özellik belki de fiziksel dokusundan çok tarihe yaptığı tanıklığı, edebiyatın musikinin, karagöz gösteri sanatının en güzel örneklerinin sunulduğu mekan olmasıdır. Biz de kahvelerimizi yudumlarken içeriye giren bir yöresel çalgı topluluğun nameleriyle şehrin dekoruna uygun bu şarkılı türkülü muhabbete bırakıyoruz kendimizi yavaştan.

Tahmis Kahvesi www.tahmiskahvesi.com.tr

Keyifli bir kahve molasının ardından, alınacaklar listemizde bulunan çeşitli ot ve baharatlar için hemen Tahmis’in karşısında dükkanı olan Eyüp Baharat’a uğruyoruz. Ben acıya biraz düşkün olduğumdan kırmızı toz biber ve kekik alıyorum, arkadaşımsa yöreye özgü bir teknikle şiradan hazırlanan tatlılardan kendine bir paket yapıyor. Mekan’dan aldığımız nar ekşisini ise yolu düşen herkese şiddetle öneririm.

antep4

Eyüp Bahçeci: 0342 232 05 87 Boyacı Mah. Eski Buğday Pazarı Ateş Geçidi NO:1/E Şahinbey

Lost in the BAKIRCILAR ÇARŞISI

antep6

Vakit yavaş yavaş ilerlerken acıkmanın ilk sinyalleriyle kendimizi daha çok yerel halkın tercih ettiği Metanet adlı lokantada buluyoruz. Burada yöreye özgü simit kebabı ve lahmacun deniyoruz. Benim favorim Simit Kebabı oluyor.

Мое омилено јадење е симит ќебап (ќебапи од фино мелен булгур). Горе во десниот агол.

Мое омилено јадење е симит ќебап (ќебапи од фино мелен булгур). Горе во десниот агол.

Yemek sonrası erken kararacak havanın can havliyle kendimizi gene tarihi camilerin olduğu sokaklara atıyoruz. Camiler Gaziantep’te 12-14. Yüzyıllardan kalma, Arap etkisiyle ahşap minare ve mimberden oluşan mütevazi ama zengin görünümlü yapılar. Minarelerin gökyüzüne işlenmiş ahşap el işçiliği içimizi ısıtıyor, bu camilerde tevazu ve ihtişam bir arada.

Gaziantep Camileri..

Tarihi Gaziantep Camileri, kentin siluetine sağladıkları görsel katkının yanı sıra, kent içindeki konumları ve yapım tarihleri ile tarihsel gelişimin izlenmesine olanak sağlayan belgesel nitelikleri ile de kentin vazgeçilmez mimari değerleri. Özellikle Osmanlı Döneminde din adamlarının vasıtasıyla dini yapılar sadece ibadet amacıyla değil, yönetimsel konuların iletilmesi için de kullanılan bir toplantı mekanı olmuşlardır. Camilerin bu hiyerarşik düzendeki önemi, bulundukları mahallelere adlarını vermelerinden de anlaşılmaktadır. Hemen hemen hepsinin yapımında kesme taş kullanılan tarihi Gaziantep Camileri, plan ve süsleme bakımından birbirinden farklıdır. Ancak camilerin plan oluşumlarında ve minarelerinde Arap mimarisinin etkisi görülmektedir. Boyacı Camii ise minberindeki ahşap işçiliğinin, Gaziantep’in en eski örneği olması bakımından çok değerlidir.

antep7

Saat 4 e doğru ani bir kararla rotamızı Zeugma müzesine çeviriyoruz. Aslında orijinal planda burayı Pazar’a bırakmıştık ama bir ihtimal yarım günlük Halfeti turu yapabiliriz diye düşündüğümüzden riske atmamak için güneşin hiç batmadığı muhteşem mozaiklerle kaplı Müze’ye zamanında yetişiyoruz.

Zeugma/ Belkıs Antik Kenti; Tarihçesi ve Önemi

M.Ö 300 yılında Büyük İskender’in generallerinden 1. Seleukos tarafından Fırat Nehri eteklerine kurulan şehre, zamanla köprü anlamına gelen Zeugma denilmesinin sebebi tam karşı kıyısına kurulan Apameia şehrine bir köprü ile bağlanmasından ileri gelmektedir. Apameia önemine kaybedince, Seleukeia büyüyecek ve Roma İmparatorluğu’nun doğudaki en büyük kenti haline gelecektir. 20,000 dönümlük bir alana yayılan kent, 60 yıl ihtişamlı bir varlık gösterdikten  sonra Sasani’lerin yağmasına uğrar. Günümüzde antik kentin varlığı 1987 yılından itibaren bilinse de esas kurtarma çalışmaları 2000 yılında yapılmış, Birecik baraj gölünün kapaklarının açılmasına yakın kentin % 70’i kurtarılabilmiştir. Bu mozaikleri Gaziantep Zeugma müzesinde görebilirsiniz. En muhteşem villalar; Poesidon ve Euphrates villaları müzede orijinal pozisyonda sergileniyor. Arka fona yerleştirilen ve bütün duvarı kaplayan Zeugma fotoğrafı ile etkileyici bir sergi alanı yaratılmış.

Zeugma Mozaik Müzesinde sergilenen en göz alıcı eserlerden bir tanesi de bronztan yapılmış, Savaş Tanrısı Mars Heykelidir. Mars heykeli 2000’li yıllardaki kazılarda Poseidon Villası içinde, kiler olarak adlandırılabilecek alanda yiyecek küplerinin altında gizlenmiş olarak bulunmuştur. Sasani saldırılarından korumak için gizlendiği düşünülmektedir çünkü bir meydan heykeli büyüklüğündedir. Miğferli heykel, savaş tanrısı Ares, bize doğal olarak kızgın bakmaktadır, sağ elinde bir mızrak sol elinde ise kıvrık dallı bir çiçek tutar. Hem savaşı hem de bereketi simgelemektedir.

antep8

antep9 antep10

Müzenin en çok ziyaret edilen mozaiği ise dünyaca üne kavuşmuş, Çingene Kız Mozaiği’dir. Benim şahsi fikrim bir nevi Mona Lisa bakışı olan bu mozaiğin tarihin çok eski zamanlarına ait olmasından dolayı Mona Lisa’dan bile daha meşhur olacağıdır.

Koşturmadan, tarihi hissederek içimize sindirerek bu şehri noktalamanın güzel olacağını düşünüp yarım günlük Halfeti turumuzu bir başka bahara bırakıyoruz. Ancak özellikle bahar aylarında çok güzel olan bu tekneli turları herkese öneriyorum. Böylece şehrin dışında yer alan Dülük ve Yesemek Antik kentlerini de görebilirsiniz.

Dülük Antik Kent

M.Ö 6. Yüzyıllarına tarihlenmekte olup dünyanın en eski yerleşim bölgelerinden biridir. Doğu ve Batı kültürünü kaynaştıran bir merkez olan Dülük, Teşup Zeus ve Jupiter Dolikhenos inançlarının kült merkezidir. Dülük’te Mitra inancı da mevcuttur. Dünyada bilinen yer altına inşa edilen Mitras Tapınakları’nın en büyüğü Dülük’te bulunmuştur. Ayrıca çok sayıda kayaya oyulmuş oda mezarları ve kilise mevcuttur.

Bir diğer yapamadığımız ve içimde kalan gezi ise şehir merkezinden 62 km uzaklıktaki Rum Kale oldu. Hristiyanlarca kutsal kabul edilen kalede Hz. İsanın havarilerinden Yuhanna ( Johannes) ın İncil’in nüshalarını çoğalttığı söyleniyor.

kaley

Pazar günümüzü ise Bakırcılar Çarşı projesine benzer bir restorasyon çalışması ile kurtarılan çok eski bir mahalle olan Bey Mahallesi’nde geçirmeye karar veriyoruz. Bir tepe üzerinde yer alan Bey Mahallesi de ismini Bey Camii’nden aliyor. Camii günümüze ulaşamamış ancak mahallenin tarihi dokusu bizim içimize huzur doldurmaya yetti. Bu bölgede kahve molanızı restorasyon çalışmaları süren Papirüs’te yapmanızı öneririm. Eski bir konak olan bu yapının odalarında karşınıza çıkan ahşap boyama tavanlar ve duvarlar gerçekten çok güzel.

Papirüs

BEY MAHALLESİ VE KAPILAR

antep12

antep13

antep14

Son olarak uçağımız kalkamadan önce methini çok duyduğum yuvarlama adlı yapımı oldukça zahmetli yöreye özgü bir yemeği tatmak için Aşina’ya gidiyoruz. Bu restoran da en az İmam Çağdaş kadar ünlü ve de Gaziantep finali için ideal bir konumda.

İmam Çağdaş www.imamcagdas.com

GÜLE GÜLE ZEUGMA, GÜLE GÜLE BELKIS, GÜLE GÜLE ANTEP..GÜLE GÜLE ÇİNGENE KIZ 

Written By: Nilüfer Akça

Photos By: Tarkan Aktaş

Yorumlar